Bir Eyüp Oyuncak Ustası'nın Hikayesi
Eyüp semtinin asırlık sokaklarındaki bir ahşap evde dünyaya gözlerimi açtım. Kökleri Samsun’a uzanan ancak yolu Eyüp’e düşen bir ailenin ilk çocuğuydum. Hâliyle ben de bu semtin bütün çocukları gibi geleneksel oyunlar oynayarak büyüdüm. Bu anlamda çocukluğum, -benimle aynı kaderi taşıyan diğer çocuklar gibi- Eyüp semtinin uhrevî atmosferi ve tarihi güzellikleriyle harmanlandı. En büyük oyun bahçem ise evimizin yakınındaki Zalpaşa Camisi’nin külliyesiydi. Bu külliyede nelerle oynamadım ki…. Tek çınçınlı araba, cambaz, topaç, aynalı araba, dönme dolap, saplı davul ve daha neler neler….
Üstünden yıllar geçmesine rağmen atmadığım ve çocukluğumun ta kendisi gibi sakladığım bu oyuncaklar ise ayrılmaz bir parçam oldu. Yani oyuncaklar sadece kendi çocuklarıma bırakacağım bir miras değil, Eyüp semtinin ve bu semte uğrayan her çocuğun hayatında da işlevsel olacak değerdeydi. Bu amaçla, Eyüp Belediyesinin düzenlediği “Eyüp Oyuncakçısı Eğitimi” programına katıldım ve çocukluğumun oyuncaklarını profesyonel bir mesleğe dönüştürdüm. Bu eğitimi alırken yolum “yine” Zalpaşa Camisi’nin külliyesi ile kesişti. Program boyunca geçmiş, şimdi ve geleceği bir arada yaşadım. Bir yanda Zalpaşa Camisi’nin külliyesinde 500 yıllık oyuncaklarla oynayan küçük Şennur, bir yanda Zalpaşa Camisi’nin külliyesinde “Eyüp Oyuncakçısı Eğitimi” alan yetişkin Şennur ve diğer yanda da açacağı oyuncakçı dükkânında miniklere oyuncak eğitimi veren oyuncak ustası Şennur el ele vermiş bir düşü kurguluyorlardı.
İşte bu düş, Geleneksel Eyüp Oyuncakçısı adıyla ve tabii ki Eyüp semtinde vücut buldu. Şimdilerde ise oyunlarla yaşamayı seven çocuklar ile bir olmuş, köklü bir geleneği yani Eyüp oyuncaklarını yaşatıyoruz. Böylece “oyun nerede bitiyor, hayat nerede başlıyor” öğreniyoruz…
Şennur ÜLKER
Eyüp Oyuncak Ustası
Kültür Bakanlığı Ahşap Oyuncak Sanatçısı